Aşırı sıcağa ve kuraklığa karşı 'Kök sal!'

Diyarbakır Su ve Kanalizasyon İdaresi (DİSKİ) Genel Müdürlüğü, iklim krizinin derinleştiği ve yaz kuraklığının olağan hâle geldiği günümüzde, doğayla uyumlu ve sürdürülebilir bir yaşam için önemli bir çevre kampanyası başlattı. “Kuraklığa Karşı Kök Sal!” sloganıyla kamuoyuna duyurulan kampanya, yaz aylarında neredeyse hiç yağış almayan Diyarbakır’da çim yerine ağaç dikimini teşvik ederek hem su tasarrufu hem de uzun vadeli yeşil çözüm hedefliyor.

ÇİM SUYU TÜKETİYOR, AĞAÇ SERİNLİK SUNUYOR

Sert karasal iklimin hüküm sürdüğü Diyarbakır’da, yaz aylarında sıcaklıklar kavurucu seviyelere ulaşıyor. Kentin yıllık ortalama yağışı 496 mm civarında seyrederken, bunun yalnızca %2’si yaz aylarına denk geliyor. Bu koşullar altında yeşil alanların sulanması ciddi bir kaynak tüketimine yol açıyor. Özellikle çim alanlarının su ihtiyacı metrekare başına günlük 10 litreyi bulabiliyor. Bu da suyun büyük bir kısmının çim sulamaya gitmesi anlamına geliyor.
Oysa uzmanlara göre ağaçlar, ilk dönemlerinde sulamaya ihtiyaç duysa da zamanla derin kökleriyle kuraklığa dayanıklı hâle geliyor, çevresine gölge ve serinlik sunuyor. Ağaçların gölge ve terleme etkisiyle şehirlerdeki sıcaklığın 2 ila 5 derece arasında düştüğü, gölge altındaki sıcaklığın doğrudan güneş altına göre 11-25 derece daha düşük olabildiği bilimsel verilerle kanıtlanmış durumda.

“ÇİMİN YEŞİLİ KURUR, AĞACIN GÖLGESİ KALIR”

DİSKİ tarafından yürütülen kampanya, yalnızca iklim krizine dikkat çekmekle kalmıyor; aynı zamanda yurttaşları, kurumları ve karar alıcıları çözümün parçası olmaya davet ediyor.
“Kök sal!” ifadesi hem bireysel hem de toplumsal ölçekte ağaç dikme sorumluluğunu sembolize ediyor. “Çimin yeşili kurur, ağacın gölgesi kalır” söylemi ise tercihlerin yalnızca estetik değil, aynı zamanda etik ve sürdürülebilir olması gerektiğine işaret ediyor.

SUYUNU KORU, AĞACINI DİK, GELECEĞİNİ YEŞERT

Kampanya kapsamında, kent genelinde çim kullanımının azaltılması, ağaç dikiminin artırılması ve kamu kurumlarında örnek uygulamaların hayata geçirilmesi hedefleniyor. Refüjlerde, park ve bahçelerde, kamuya açık tüm yeşil alanlarda kuraklığa dayanıklı bitki türlerinin tercih edilmesi, DİSKİ’nin yeni dönem çevresel öncelikleri arasında yer alıyor.

Ayrıca, yurttaşlara yönelik fidan dağıtımı, eğitim seminerleri ve farkındalık etkinlikleri de kampanya kapsamında planlanıyor. DİSKİ, bu süreci yalnızca bir çevresel kampanya değil, aynı zamanda gelecek kuşaklara karşı kolektif bir sorumluluk olarak tanımlıyor.

“SU KITLIĞINA KARŞI YEŞİL BİLİNCİ YENİDEN DÜŞÜNMELİYİZ”

DİSKİ Genel Müdürü Mehmet Şerifoğlu, başlatılan kampanyanın gerekçesini ve hedefini şu sözlerle açıkladı:

“Diyarbakır artık çimle değil, gölgeyle yeşersin. Su kıtlığının her geçen gün derinleştiği bu coğrafyada, estetik tercihlerimizi bile yeniden düşünmek zorundayız. Çünkü su, artık sınırsız bir kaynak değil. İklim krizinin gölgesi büyürken, estetik anlayışımızı, kent planlamamızı ve alışkanlıklarımızı yeniden sorgulamak zorundayız.
Bugün Diyarbakır’da bir metrekare çim alanı, günde yaklaşık 10 litre suya ihtiyaç duyuyor. Bu, on binlerce metrekarelik alanlarda her gün tonlarca suyun sadece yeşil görünüm uğruna harcanması demek. Oysa çim solar, kurur, susuzluğa yenilir. Ağaç ise büyür, kök salar, gölge verir ve yıllarca yaşar. Çim geçici bir görüntü; ağaç ise kalıcı bir yaşamdır.

Bu yüzden biz diyoruz ki: ‘Kuraklığa Karşı Kök Sal!’ sadece bir slogan değil, Diyarbakır’ın geleceği için bir yol haritasıdır. Bu kampanya, doğaya karşı değil doğayla birlikte yaşamanın; israfa değil tasarrufa dayalı bir yaşam biçiminin ifadesidir. Bu bir çevre kampanyası değil sadece; bu bir kent etiği, bir iklim ahlakı, bir gelecek meselesidir.

Bir fidan dikmek, yalnızca toprağa bir can bırakmak değildir; bir fidan, bir serinliktir, bir nefes, bir gölgedir, bir umut köküdür. Her dikilen ağaç, bu kente susuzluk karşısında direnen bir yürek gibi duracaktır.

Bu nedenle buradan açıkça çağrıda bulunuyorum: Kamu kurumları, yerel yönetimler, üniversiteler, okullar, sivil toplum örgütleri ve meslek odaları; bu kampanya hepimizin sorumluluğu altında yürümeli. Çünkü iklim krizi, kimseyi dışarıda bırakmıyor. Gelin, birlikte düşünelim, birlikte harekete geçelim.”

Kaynak: diyarbakir.bel.tr