Resmi Gazetede yayımlanan Orman Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair 422 Sayılı Kanuna dayanarak hazırlanan yönetmelik taslağının detayları ortaya çıktı. Taslağa göre; Urfa'da da Tarım İl ve İlçe Müdürlükleri, il geneline ait üretim planlaması yapacak. Çiftçi bu planlanma karşısında başvuru yapacak ve il ilçe komisyonları kontrol işlemlerini yürütecek.
“Tarımsal Üretimin Planlanması Kurulu” yılda en az iki kez toplanacak. Kurul toplantılarına “Üniversiteler, ürün konseyleri, sivil toplum kuruluşları ve özel sektörden” kurula temsilci davet edilecek ancak bu temsilcilerin oy hakkı bulunmayacak. Bakanlık birimlerinin teklif etmesi halinde üretim planlamasına konu ürün veya ürün grupları ile asgari ve azami üretim miktarları belirlenecek. Teklif halinde üretim planlamasına konu ürün veya ürün grupları yeniden belirlenebilecek.
Cumhurbaşkanı kararı ile ilan edilen tarım havzaları ve bu havzalardaki ürün deseni dikkate alınarak, tarım havzası veya işletme bazında üretim izinleri verilecek. BÜGEM tarafından il müdürlüklerine bildirilecek.
Buna göre; Ormandan tahsis edilen ağaçlandırma alanları hariç olmak üzere eğimi yüzde 6’nın altında olan arazilerde yeni meyve bahçesi tesisine izin verilmeyecek. Yeni bahçe tesisi kurma koşullarına haiz olması halinde, Türkiye İstatistik Kurumu kayıtlarında yeterlilik oranı yüzde 150 ve üzeri olan ürünler için kurulun aksine bir kararı olmadığı müddetçe bahçe tesisine izin verilmeyecek.
ÜZERİNDE TARTIŞILABİLECEK ÖNERİLER
Prof. Dr. Aykut Gül, Havza bazlı destekleme modelini tarımda bir reform fırsatı olarak görüyor. Prof.Dr.Gül'ün bu konudaki önerileri şöyle:
- Havza bazlı desteklemede, ilk havza çalışmasında esas alınan 30 havza üzerinden devam edilmesi, havza yönetimini kolaylaştıracaktır. Bu konu tartışmaya açılmalı.
-30 havza dikkate alındığında, her havza bazında Tarım Bölge Müdürlükleri oluşturulabilir. Orman, DSİ ve Meteoroloji Genel Müdürlüklerinde uygulanan bu idari yapılanma birçok açıdan daha etkili olabilir.
-Havza bazlı modelin esasını oluşturan, veri tabanları ve karar sistemleri güncellenmeli.
-Ülkemizin üretimine, iç ve dış talebine göre arz-talep dengesini sağlayacak bir model mutlaka olmalı. Başlangıçta var olduğu söylense de bugün çalışır vaziyette olmadığı görülüyor.
-Havza bazlı modelde, yapay zekâ desteği mutlaka olmalı.
-Çıkan sonuçlar, bölgelerden gelen siyasi taleplere açık olmamalı. Çünkü bu sistemin en büyük zaafı, sonuçlarına sürekli müdahale edilmesi.
-Üretici örgütlenmesinde havza bazında yapılanma gerçekleştirilmeli.
-TÜİK’in halen devam ettirdiği 26 bölgeden istatistik veri derleme işi, havza bazlı olmalı. Böylelikle her iki kurum bundan daha etkin yararlanabilir.
-Kalkınma Ajansları ile TKDK’nın destekleri, ortak yönleri değerlendirilmeli.
ÇİFT BAŞLILIK OLMAMALI
-5216 Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun7. Maddesine eklenen bir fıkra ile “Büyükşehir ve ilçe belediyeleri tarım ve hayvancılığı desteklemek amacıyla her türlü faaliyet ve hizmette bulunabilirler” hükmü getirilmiştir. Bu düzenleme ile belediyelerin kırsal alana yönelik yetki ve sorumlulukları da tarıma yönelik politikalarda çift başlılığa ve kaynak israfına neden oluyor. O nedenle söz konusu yasa bu haliyle gözden geçirilmelidir.
-Havza Bazlı Desteklemede, uygulamada karşılaşılan birçok sorun var. Bir bölgeye ait verim değerlerine ilişkin alt ve üst sınırlar, üreticiyi mağdur edebiliyor. Örneğin, bir ilçede buğdayda verim ortalamasının üst sınırı, ilçe müdürlüklerinde veritabanına ne girilmişse, TMO’ya ürün tesliminde veya destekleme tutarı hesabında o kullanılıyor.
Örneğin, bir üretici, üst sınırın üzerinde bir verime sahip olduğu halde, üst sınırın üzerindeki desteklemeden yararlanamıyor. TMO da benzer şekilde, üst sınırın üzerindeki verim ve üretim için alım yapmıyor. Üretici farklı yollarla bunu çözmeye çalışıyor.
-Sahada görülen bir başka sorun ürün sigortalarında görülüyor. Zarar tespitinde, veri tabanında yer alan üst sınır kullanıldığından, üretici açısından hak kaybı olabiliyor.