Urfa Kalesi sütunlarına suikast mi düzenlendi?
Yazar Selahattin E.Güler, Süryanice kitabenin bulunduğu Urfa kalesi sütununda elle çatlak oluşturulduğunu öne sürdü. Sanat Tarihçisi Kürkçüoğlu'na göre, acil müdahale şart
Tarihi Urfa Kalesinde doğuda bulunan güney yüzünden büyük bir çatlak oluştuğu ve acilen müdahale gerektiği belirtiliyor.
Bu konudaki fotoğraf Yazar Selahattin E. Güler tarafından sosyal medyada paylaşıldı. Güler, ''Urfa kalesindeki sütunlardan doğuda bulunanın güney yüzünde büyük bir çatlak oluşmuş. Çatlağın elle yapıldığı anlaşılıyor. İlgili makamlara duyurulur. Birileri Urfa'nın 18 asırlık sembolik sütunlarına (Şalmet sütunları) suikast düzenlemiş olabilir. Bu sütun diğerinden daha önemli çünkü kuzey cephesinde 9 satırlık Süryanice bir kitabesi var'' ifadelerini kullandı.
Güler'in bu paylaşımı sosyal medyada gündem oldu. Sanat Tarihçisi Cihat Kürkçüoğlu, acil müdahalenin şart olduğunu belirtirken, A.Kadir Karasapan, kamerayla elektronik gözetimin şart olduğunu dile getirdi.
ASRIN DEPREMİNDE HASAR ALMIŞTI
Urfa Kalesinde arkeolojik kazı çalışmaları 2020 yılı Eylül ayından beri devam ediyor. Kazılarda bu sezon 1500 yıllık taban mozaiği gün yüzüne çıkarılmış, kaya mezarlara rastlanmıştı. Mozaiğin bir kiliseye ait olabileceği ihtimali üzerinde duruluyor. Kale Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat 2023'teki depremlerde hasar almıştı. Surlarında, duvarlarında bazı aşınmalar tespit edilen Urfa Kalesinin ne zaman ziyarete açılacağı belli değil. Yetkililer, bunun planlanan tüm kazı işlerinin, gerekli onarımların ve güvenli ortamın sağlanmasından sonra Kültür ve Turizm Bakanlığından gerekli onay alındıktan sonra gerçekleşeceğini dile getiriyorlar.
URFA KALESİ
Kentin güneybatı kesiminde, Halil-ür Rahman ve Ayn-ı Zeliha Göllerinin güneyinde ve bu göllere hakim bir tepe üzerinde kurulan iç kalenin doğu, batı ve güney tarafı kayadan oyma derin savunma hendeği ile çevrili kuzey tarafı ise sarp kayalık.
Kalenin, şehir surlarının güneybatı köşesini oluşturan yüksek tepenin üzerine inşa edilmiş olması hem şehre karşı hem de dışarıdan gelecek düşmanlara karşı savunma sağlamıştır. M.S 812-814 yıllarında, Arap istilası döneminde şehir surlarının yeniden inşa edilmesi sırasında kalenin de inşa edildiği bilinmektedir. Zira Procospius’un 6. Yüzyılda yaptığı dökümlerde surlardan bahsedildiği halde, bir kalenin varlığından söz edilmemiştir. Tarihi kayıtlarda kalenin adına ilk kez 11. Yüzyıl başlarında rastlanmaktadır. Buna göre kalenin inşa tarihi 6.yüzyıl ile 11. Yüzyıl tarihleri arasına düşmelidir ki bu da 812-814 yıllarında ki Arap istilası dönemi demektir.
Güneydeki kayadan oyma hendeğin, buradaki M.S 3.yüzyıla ait nekropolün üzerine yapıldığı, hendek kenarında kesilmiş, yarım kaya mezarlarından anlaşılmaktadır. Kale üzerindeki Korint başlıklı iki sütundan doğuda olanın kente bakan kuzey cephesindeki Süryanice kitabede; “Ben Eftuha’yım, güneşin oğluyum. Bu sütunlarla üzerindeki heykeli Kral Mano’nun kızı Kraliçe Şalmet için yaptırdım.” yazılıdır. Kitabede sözü edilen heykel günümüzde yerinde bulunmamaktadır. Kral Mano’nun M.S.240-242 yılları arasında hüküm sürdüğü düşünülecek olursa, sütunların Abbasiler döneminde 812-814 yılları arasındaki esas inşa tarihinden önce buradaki tepe üzerine yapıldığı ortaya çıkmaktadır.(Kaynak: kultur.gov.tr)