Şanlıurfa’da istenilen düzeyde kadınlara yönelik iş sahalarının açılmaması özellikle sıcak yaz aylarında mevsimlik işçi olarak dışarıya göç veren kadınlar için adeta kâbusa dönüşüyor. Temmuz ayının son haftası ile birlikte mevsimlik işçilerinin zorlu yaşamı böylelikle başlıyor. Birkaç gün sonra Karadeniz bölgesine fındık toplamaya gideceklerini söyleyen Urfalı kadınlar, zengin iş adamları ve devletin kendileri için yeni iş sahaları açmaları talebinde bulunurken 800 lira yevmiye karşılığında sabah 6’dan akşam 6’ya kadar çalışmak zorunda kaldıklarını söylüyorlar.
Genellikle Ordu ve Malatya ilerine çalışmaya gittiklerini kaydeden evli ve 3 çocuk annesi H.T., “Çalışmaya çocuklarımızla birlikte gideceğiz. Sosyal güvenceden yoksun, günde 800 TL'ye çalışacağız. Çocuklarımız tarlalarda yılan, fare, akrep ısırması gibi birçok tehlikelerle karşı karşıya kalıyorlar. Önümüzde ki günlerde tekrardan fındık toplamaya gideceğiz. Kadın başına gurbete çocuklarla birlikte çalışmak çok zor, fakat ne yapalım geçim sıkıntısı mecburuz buna” dedi.
Tarımda makineleşmenin yoğunlaştığını, ancak, hala el emeğine ihtiyaç duyulduğunu, buna rağmen tarım işçilerinin haklarını gözeten yasal düzenlemelerin yetersiz kaldığını anlatan 17 yaşında ki Leyla H., “Ne kadar ücret verilirse ona razı geleceğiz, başka çaremiz yok” dedi.
Çalışmaya gittikleri Malatya’da elektriksiz ve sağlıklı sudan yoksun ortamda kurdukları çadırlarda barındıklarını anlatan H.G., “Yılın en az 5-6 ayında memleketimizden uzaklardayız. Hepimiz tarım işçisi ailelerin çocuklarıyız, ama çocuklarımızın da bizim gibi olmasını istemiyoruz. Ancak, başka çare de görünmüyor” şeklinde dert yandı.
Çocukluğundan beri mevsimlik işçi olarak tarlalarda çalışmak zorunda olduğunu kaydeden İ.G., “Genellikle Konya ve Kayseri taraflarına gidiyoruz. Sabah 6’dan akşam 7’ye kadar 700 lira yevmiye karşılığı çalışıyorduk. Çalıştığımız tarlalara çocuklarımızı kendimizle birlikte götürüyorduk. Kendi işçilerine ayrı bir yevmiye veriyorlardı. Yani ortada var olan bir ayrımcılık söz konusuydu” diye konuştu.
Evlendikten hemen 20 gün sonra tarlada mevsimlik işçi olarak çalışmaya gittiğini söyleyen 3 çocuk annesi B.O., “İnsanın kendi memleketinden ayrı gurbet elde çalışmak çok zor, kışın kar yerdeyken buzların içinde çalışıyorduk. Yozgat ve Ankara gibi yerlerde çalıştık. Fındık ve kayısı işinde de çalıştık. Orda yer yer ırkçılığa bile maruz bırakıldık” dedi.
Son olarak gazetemize konuşan ve eli daha kınalıyken mevsimlik işçi olarak batı tarafına çalışmaya gittiğini söyleyen R.N., “Baba evindeyken mevsimlik işçi olarak tarlalarda hiç çalışmadım. Evlendikten sonra mecbur kaldığım için batıya çalışmak zorunda kaldım. Nice zorluklarla karşılaştım bir yandan ateş başında yemek yapıyordum diğer yandan su taşıyıp elbise yıkıyordum. Hamiliyken canım istediğinde bir şey yoktu. Çalışmamı eşimin ailesi istedi. Söz hakkı bize tanınmıyordu, mağdurduk. Ya aç kalacaktık, ya da mecbur çalışmaya gidecektik. Halende çalışıyoruz, önümüzde ki günlerde yine fındık toplamaya gideceğiz” diye konuştu.
BARAJ GAZETESİ