Ön-Türk araştırmaları ile tanınan ünlü Fizikçi Doç. Dr. Haluk Berkmen, ''Göbeklitepe neden tapınaklar daire şeklinde yapıldı ve neden birbirlerine yakın 20 kadar tapınak var? Tapınağın ortasındaki iki sütun neyi veya kimi simgeliyor? Sütunlardaki kabartma hayvan şekilleri ne gibi bir mesaj içeriyor?” gibi birçok gizemli soruya ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Göbeklitepe kültür ve medeniyetini oluşturan insanların buraya günümüzden 12.000 önce Asya’dan geldiklerinin genetik bilimiyle kanıtlandığını anlatan Berkmen, tarımın da bu bölgede başladığını dile getirdi.
Arhaim'in Başkurtistan bölgesinde, Kazakistan’ın kuzey sınırına yakın bir yerde, 1987 yılında keşfedildiğini, ne zaman inşa edildiği tam olarak bilinmese de M.Ö. 2000 yıllarına tarihlendiğini, Göbeklitepe'nin ise M.Ö. 10000 yıllarında yapıldığını anlatan Berkmen, şu değerlendirmeyi yaptı:
‹Başkurtistan Rusya’ya bağlı federal bir Cumhuriyettir. Başkenti Ufa şehridir. Göbeklitepe yerleşkesi de Urfa şehrine yakındır. Ufa ile Urfa isimlerinin benzerliği tesadüf müdür? Peki ama tesadüfse, Arkhaim ile Göbeklitepe’nin benzerliğine ne demeli? Her iki yapının bir girişi ve iç içe inşa edilmiş iki dairenin oluşu da tesadüf olabilir mi? Bu kadar çok tesadüf bir araya gelince artık tesadüften söz etmemek ve her iki yapının aynı kültür tarafından inşa edilmiş olduklarını kabul etmek gerekir.
Ortak kültür açıkça kadim Asya’dan batıya göç etmiş halktır. Hem Başkurtistan’da hem de doğu Anadolu’da halen Türkçe konuşan insanlar yaşıyor. Ruslar orta Asya bölgesini ele geçirmeden önce tüm bölgenin adı Türkistan idi ve Türkistan doğu Anadolu’dan Çin’in batı bölgesi olan doğu Türkistan’a kadar tüm Asya’yı kaplıyordu.
Arhaim sözü Türkçedir ve anlamı ‘Arkam’ yani “benden geriye kalan” olmaktadır. Arka sözü batı dillerine de geçmiştir. Arkeoloji “gerideki (geçmişteki) eserleri inceleyen bilim demektir. Arketip sözü Arka-tip olarak ayrıldığında evrensel bilginin sembolik dataları oldukları ve eski mitlere bağlı imgelerden kaynaklanan evrensel bilinçaltından türedikleri kabul edilir.
Avusturyalı psikolog Carl Gustav Jung insanları 12 farklı karakter tipinde, arketipte, tanımlamıştır. Bu 12 arketip: Koruyucu, Soytarı, Sihirbaz, Asi, Aşık, Masum, Kâşif, Bilge, Hükümdar, Yaratıcı, Kahraman ve Yetim. Bu 12 arketip ile kadim dönemden arta kalan 12 burç da insan karakterleri ile ilgilidir.
12 sayısının önemi halen devam ediyor. Bir yıl 12 ay ve bir gün 2 kere 12 saattir. Bir saat 5 kere 12 = 60 dakikadan oluşmaktadır. Bu sistemi kuran Sümer kültürüdür ve Sümerlerin hesabı 6 sayısı ile katlarını içeriyordu. Demek ki 12 sayısı iki kere altı olup, 6 sayısının tekrarı veya kendi üzerine katlanması olmaktadır. Evrenin gerçeği olan düalite (ikilik) 6’nın ikiye ayrılması ve kendini tekrarlamasıyla ilgilidir.
Sümerce bir Ural-Altay dilidir ve kaynağı da orta Asya olup, Arkhaim tapınağının bulunduğu bölgedir. Sümerce ile Türkçe arasında birçok benzer sözcük bulunuyor. Sümerce ile Türkçe ilişkisini araştırmış olan dilci Prof. Osman Nedim Tuna 166 ortak sözcük bulmuştur. Sümerlerin Ur ve Uruk adlı iki şehri vardı. Ur’mak ‘yerleşmek’ (vurmak = yerleştirmek) ve Ur’uk ‘yerleşmiş’ (vuruk = vurulmuş) demektir. Ur ve Uruk şehir adları ile Ufa ve Urfa adlarının benzerliği tesadüf olamaz.
Fakat bu benzerliklerden ne dilciler, ne tarihçiler ne de kazıbilimciler söz etmektedirler›
Yorumlar
Kalan Karakter: