Türk müziğinin efsane isimlerinden Seyyal Taner, bilindiği gibi anne tarafı Urfalı olan bir ailede büyümüş.
73 yaşındaki sanatçı, müziğe olan ilgisini Urfa'nın genlerine yüklediği mirasa bağlıyor.
Seyyal Taner, hayatının bilinmeyen yönlerini şöyle anlatıyor:
''Kafkas kökenli Erzincan'lı bir ailenin oğlu olan Vehbi Bey, yani babam, Kuleli Askeri Lisesini bitirip Yüzbaşı olduktan sonra Urfa'ya tayin ediliyor. Vehbi Bey tebdili kıyafetle kaçakçıları yakalamak amacıyla aralarına karışacak kadar da gözü kara birisi olduğu için bölgede 'Kara Vehbi' gibi bir lakapla anılıyor.

BABAM AĞA KIZINA TUTULUYOR
Çok iyi dans eden, çok iyi Türkçe konuşan subay hanımlarının hayran olduğu komutandı. Vali ve Kaymakam aracılığıyla bir gün Urfa'da arazileri köyleri olan büyük aşiret Küstozadeler başı İsa Ağa'nın davetine gidiyor. Davette gördüğü İsa Ağa'nın kızı Bedriye hanıma tutuluyor.
Ağa ne kadar dirense de ikna kabiliyeti son derece güçlü olan Vehbi bey Bedriye hanımla evlenmeyi başarıyor. Aile aslında İstanbul Şehzadebaşı'nda bir konakta yaşıyor. Hasat mevsimi Urfa'ya gidiyorlar, hasat bitince de dönüyorlar.

TÜRKİYE'NİN İLK SEYYAL'İ BENİM
İşte o gidişlerden birinde ben dünyaya geliyorum. Uzun süre ismimi koymuyorlar. Babam istemiyor, ben isim bulana kadar kimse çocuğuma isim koymasın diyor. Babam edebiyat yönü çok kuvvetli biriydi, astrolojiyi araştırdı mutlaka. Çok derin araştırmaların sonunda öyle bir isim buluyor ki hakikaten benimle de örtüşen bir isim oluyor yani Seyyal.
Arapça çok akıcı ve sıvı. Farsçada hiçbir yerde durmayan devamlı akan akışkan anlamına geliyor. Çok enteresan bir yıldızın adı.

Türkiye'nin ilk Seyyal'i benim diyebilim
Müzikle iç içe büyüdüm, dayılarım enstrüman çalırdı. Annemin ve teyzemin sesi çok güzel çok güzeldi. Urfa insanında da çok enteresan bir musikişinaslık hakim. O içten gelen bir ritim ve nüansları çok iyi kullanırlar, özel kabiliyet var bir şey çalmak, söylemek gibi. Dolayısıyla o büyük bir miras bana...''
Yorumlar
Kalan Karakter: