Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın verilerine göre, Türkiye’nin gelişmemiş ilçeleri listesi belli oldu. Listede 5 ilçe var, bu 5 ilçelerin 4’ü Güneydoğu Anadolu Bölgesinde, bir ilçe de Doğu Anadolu Bölgesinde bulunuyor.
En gelişmemiş ilk 5 ilçe şöyle sıralanıyor
1-Şanlıurfa: Harran
2-Siirt: Pervari
3-Adıyaman: Gerger
4-Diyarbakır: Hazro
5-Erzurum: Tekman.
Bu ilçeler, Türkiye genelinde gelişmişlik seviyesi en düşük olan ilçeler olarak kayda geçti.
HARRAN HAKKINDA
Suriye sınırına yakın ilçe Şanlıurfa kent merkezine yaklaşık 44 kilometre uzakta bulunuyor. Harran Üniversitesi adını bu ilçeden almıştır. Kuzey Mezopotamya'nın kadim yerleşim yerlerinden olan Harran, Dünya'nın hâlâ yaşanılan en eski kentlerinden biri. 1946 yılına kadar "ilçe" statüsüne sahipken, o yıl "bucak merkezi"ne dönüştürülerek Akçakale ilçesine bağlanan Harran, 1987 yılında ise 3392 sayılı Kanunla tekrar ilçeye dönüştürüldü. Harran'ın ilçe merkezinde 7, kırsalda 129 mahallesi ve güncel verilerle toplam 100 bine yakın nüfusu bulunuyor.
Arazi yapısı genellikle engebeli olmayan Harran Ovası, denizden azami beş yüz metre yüksekliğe sahip ve dört tarafını çeviren Fırat ve muhtelif kolları ile sulanabilen bir bölge. Kültürel zenginliği ve arazilerinin verimliliği, Doğu ve Batı dünyası arasındaki ticari yolların keşisme noktasında olması sebebiyle Harran bölgesi tarih boyunca çevresinde yaşayan ve büyük devletler kuran savaşçı milletlerin hırslarını kamçılamış ve dikkatlerini üzerinde toplamış.
Tevrat’ta da “Haran” olarak geçen yerin burası olduğu söylenir. İslam tarihçileri kentin kuruluşunu Nuh Peygamber’in torunlarından Kaynan’a veya İbrahim Peygamber’in kardeşi Arana(Harran) bağlarlar. XIII. Yüzyıl tarihçilerinden İbn-i Şeddat, Hz. İbrahim’in Filistin’e gitmeden önce bu şehirde oturduğunu, bu nedenle Harran’a Hz. İbrahim’in şehri de denildiğini, Harran’da İbrahim Peygamber’i evini adını taşıyan bir mescidin, Onun otururken yaslandığı bir taşın var olduğunu yazar.
Harran, Kuzey Mezopotamya’dan gelerek batı ve kuzey batıya bağlanan önemli ticaret yollarının kesiştiği bir noktada bulunuyor. Bu özelliğinden dolayı Harran, Anadolu ile sıkı ticaret ilişkileri bulunan Asurlu tüccarların önemli uğrak yerlerinden biri idi. Anadolu’dan Mezopotamya’ya, Mezopotamya’dan Anadolu’ya olan ticaret akışının binlerce yıl Harran üzerinden yapılmış olması bu tarihi kentte zengin bir kültür birikiminin oluşmasına neden olmuş.
Harran; Ay, Güneş ve gezegenlerin kutsal sayıldığı eski Mezopotamya’daki Asur ve Babillerin politeist inancına dayanan Paganistliğin(Putperestlik) önemli merkezlerinden olması yönüyle de ünlü idi. Bu nedenledir ki Harran’da Astronomi ilmi çok ilerlemiş. Dünyadaki üç büyük felsefe ekolünden birisi “Harran Ekolü ”dür. İlkçağdan beri varlığı bilinen Harran Üniversitesinde dünyaca ünlü birçok bilgin yetişmiştir.
Emevi hükümdarlarından II. Mervan 744 yılında Harran’ı Emevi Devleti’nin başkenti yapmıştır. Emevilerin Asya bölümü 750 yılında Abbasilere yenilerek Harran’da sona ermiştir. Abbasi hükümdarı Harun Reşit zamanında “Harran Üniversitesi” dünyada büyük bir ün kazanmıştır.
Bugün Cüllab ve Deysan ırmakları kurumuş olduğundan Harran sudan ve yeşilden mahrum bir ovanın ortasında 5000 yıllık tarihi ile ayakta durmaktadır. Tipik evleri, höyüğü, kalesi, şehir surları ve çeşitli mimari kalıntıları ile turistlerin büyük ilgisini çekmektedir. Atatürk Barajı ve Urfa Tünelleri vasıtasıyla Harran Ovası’na akıtılan Fırat Nehri, Harran’ı tarihteki yeşil ve verimli günlerine tekrar kavuşturmuştur. (Kaynak: harran.gov.tr)
Yorumlar
Kalan Karakter: