STK’lar adına açıklama yapan İsmail Alpaydın, şu ifadelere yer verdi:”Hamdolsun o Allah’a ki, kendi lütfuyla zulmün ateşini söndürdü, düşmanın saldırısını rahmetiyle durdurdu. Sabrı kurtuluşa giden bir yol, direnişi zafere açılan bir kapı kıldı. Salât ve selam, rahmet ve savaş peygamberi olan Hz. Muhammed’e; barışta yol gösterici, savaşta dağ gibi dimdik duran âline ve ashabına olsun.
Perşembe tarihi bir güne uyandık. 7 Ekim 2023’te Aksa Tufanı ile uyandığımız bir günün ardından tam iki yıl geçti. Bu süreç içerisinde siyonist işgalci rejim okul, hastane, ibadethane demeden kadın, çocuk, yaşlı umursamadan tam bir barbarlık sergiledi. Dünyanın seyirci kaldığı bu vahşete karşı ise bir avuç inanmış ve adanmış mücahit topluluğu olan direniş gurupları, imkânsızlıklar içerisinde destansı bir mücadeleyle direndi, en değerlilerini birer birer kurban verdi. Gazze şehri yok edildi ve Filistin halkı çok ağır bedeller ödedi. Gelinen noktada ise yapılan bu anlaşmayla Hamas’ın bölgesel ve uluslararası düzeyde siyasi bir aktör olarak varlığı tanınmış oldu. Amerikanın ve Batının desteğini alan ve her türlü teknolojiye sahip olan kibir abidesi siyonist rejim amacına ulaşamadı ve girdiği bataklıktan kurtulmak için anlaşmayı kabul etmek zorunda kaldı. Şüphesiz bu Gazze'deki mücahitlerin apaçık bir zaferi ve siyonist rejimin büyük bir hezimetidir. Sabrı, sebatı, şehadeti, Allah için direnmeyi, O'nun uğruna mücadele etmeyi idrak edemeyenler ne sahadaki ne de masadaki zaferi anlayabilirler.
Siyonist rejim şu haliyle kaybetmiştir
Siyonist işgalciler artık yeryüzünde taraftar bulamaz ve hiçbir yerde istenmez hale geldiler. Dolayısıyla siyonist rejim şu haliyle kaybetmiştir. Dolaysıyla gördüğü "arz-ı mevud" rüyaları gerçek olmayı bir tarafa bırakın çok yakında nasıl parçalandığını hep birlikte göreceğiz inşallah.
Bir anlaşma imzalandı evet ama; bizler de tüm dünya da gördük ve biliyoruz ki İsrail denen haydut çetesi ne hukuk dinler ne anlaşma. Dolayısıyla bu anlaşmaya da ne kadar riayet edeceği şüpheli olsa da süreç Allah’ın izniyle İsrail’in aleyhine işleyecektir. Anlaşma görüşmeleri esnasında bile tamamen sivil ve yardım amaçlı Küresel Sumud ve Özgürlük filosuna karşı takındığı tavır sahip oldukları zihniyetin ne kadar kural tanımaz olduğunu ortaya koymuştur.
Siyonistlerden Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olup İsrail saflarında, Gazze'de masum insanları katleden binlerce canavarın varlığı malumunuzdur. Ne yazık ki biz bu canilerle aynı topraklarda yaşıyor, aynı suyu içip aynı havayı soluyoruz. Kendi halkının vicdanına, mazlumun ahına ve insanlığın onuruna ihanet eden bu canavarlar, asla bu toprakların evladı olamaz.
İsrail’deki Türk vatandaşları, vatandaşlıktan çıksın
Bu nedenle, İsrail saflarında yer alan Türk ve çifte vatandaş statüsündeki kişilerin derhal vatandaşlıktan çıkarılmasını, tüm mal varlıklarına el konulmasını ve hak ettikleri şekilde cezai yaptırımlarla karşı karşıya bırakılması gerekmektedir. Hükümetin bu canavarlar hakkında alması gereken kararlar ülkemizin istikbali için büyük önem arz ettiği gibi, Filistin davası hakkında ki samimiyetinin de en büyük sınavı olacaktır.
Kendi dinine yardım edenlere Allah’ın da yardım ettiğine, onları katından meleklerle desteklediği ve düşman ordularına karşı yolunda cihad edenleri nasıl muzaffer kıldığına şahit olduğumuz şu zaman diliminde İslam aleminin, yaşadığı acziyet ve zilletten çok ders çıkaracağını ve ümmetin vahdetinin hızlı bir şekilde gerçekleşeceğine olan inancımızı paylaşıyor ve Mescid-i Aksa’nın özgürlüğüne daha da yaklaştığımızı müjdeliyoruz. Şartlar açısından Hudeybiye Antlaşmasına benzeyen bu anlaşmanın sonuç olarak da neticelenmesini yüce rabbimizden niyaz ediyoruz.
Selam olsun, Allah'a verdiği söze sadık kalanlara! Ve binlerce selam olsun, ümmetin onurunu koruyan Hamas'a, İslami Cihada, Kassam Tugaylarına, Kudüs Seriyyelerine ve onurlu Gazze halkına. Zafer islam’ındır, Zafer Allah'ındır, Zafer inananlarındır ve zafer yakındır...”
Yorumlar
Kalan Karakter: