Harran Üniversitesi’nde mobing dönemi devam ediyor. Rektör ve dekan tarafından mağdur edildiğini iddia eden Demirkol, şunları kaydetti:”Makam için değil; Harran Üniversitesi ve Şehrimin geleceği, öğrencilerim ve meslektaşlarım için emek verdim. Koltuk sevdalısı olmadım. Profesörlüğüme altı ay kala, Dekan olamayacağımı bilerek, yıllarca emek verdiğim Yüksekokulu, ekibimizle birlikte Turizm Fakültesi’ne dönüştürdük. Ancak bir süredir, odamın boşaltılmasına yönelik bir idari süreç yürütülüyor. Fakülte Yönetim Kurulu Kararı ile ve belge ve gerekçe sunulmadan yapılan bu oda boşaltma işleminin hukuka ve akademik teamüllere uygun olmadığını resmi yazı ile belirttim. Ne yazık ki bu süreçte yalnızca Dekan Sn. Prof. Dr. Zeynep Müjde Sakar değil, tarafsız kalması gereken Rektör Sayın Prof. Dr. Mehmet Tahir Güllüoğlu’da da son dönemde bu idari tasarrufa dâhil olmuştur. Daha geçen hafta aynı Fakültede derslik sıkıntısından dolayı derslerin bahçede işlenmesi yerel ve ulusal medyada geniş bir biçimde yer almıştır. Dekanlık ve Rektörlük bu soruna çözüm bulacağı yerde önceliği odama vermiştir.”
‘Bir ayda 2 soruşturma bana açıldı’
“Otuz yıllık emeğimin karşılığı olarak Sayın Dekanın imzası ve Sayın Rektör’ün Oluruyla yarın dersim olmasına rağmen odamı boşaltmadığım takdirde cebren boşaltılacağı bugün tarafıma bildirildi.” Diyen Demirkol, şöyle konuştu:”İki hafta önce yürütmeyi durdurma talebiyle mahkemeye başvurmuştum. Fakat mahkeme sonucu beklenmeden bu karar uygulanmak isteniyor. Aynı katta üç boş oda olmasına rağmen, üst kattaki asistan odasına taşınmam isteniyor. Son bir ayda bana karşı iki haksız soruşturma açılmış ve iki adet uyarma cezası verilmiştir. 30 yıl boyunca aldığım ilk disiplin cezasından dolayı da yargı yoluna başvuracağımı söylememe rağmen, oda boşaltma yazısı bugün aceleyle gönderilmiştir.
‘Üniversitede adaletin yaşaması için direniyorum’
Ben akademisyenim. Çalışmalarımı ders aralarında akademisyen arkadaşlarımla koridorda, öğrencilerimle bahçedeki kamelyada veya kantinde de yaparım. Çünkü benim için mesele bir oda değil; kurumsal adaletin, emeğin ve akademik onurun korunmasıdır. Harran Üniversitesinin büyümesi için çalıştım; şimdi aynı üniversitede adaletin yaşaması için direniyorum. Süreci; inandığım değerlere, hukuka ve nezakete olan bağlılığımla sürdüreceğim. Her şeye rağmen "ben değil biz" şiarı ile Üniversiteme adiyet, Şehrime minnet borcum için var gücümle çalışmaya devam edeceğim. Harran Üniversitesi ve Şanlıurfa göz bebeğimizdir. Desteğini ve dayanışmasını esirgemeyen tüm meslektaşlarıma, öğrencilerime, dost ve akrabalarıma teşekkür ederim.”
Yorumlar
Kalan Karakter: