Kuraklık riski büyüyor, radikal tedbirler şart
'Yeraltı suları yenilenemiyor, havzalar su açığı veriyor, bu sistem kırılmasına karşı radikal tedbirler gerekiyor. Modern sulama sistemlerini yaygınlaştırmalıyız'
Türkiye son yılların en kurak kışını yaşıyor. Kuraklıktan etkilenen bölgelerin başında Güneydoğu Anadolu Bölgesi geliyor.
Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi ve TEMA Vakfı İl Temsilcisi Prof. Dr. Ali Rıza Öztürkmen, geçtiğimiz yıl da bölgenin kurak bir kış geçirdiğini ancak bu yılki rakamların endişe verici bir durum arz ettiğini, bu nedenle GAP bölgesi başta olmak üzere suyun doğru yöneltilmesi adına radikal tedbirlere ihtiyaç bulunduğunu söyledi.
Kuraklığın artık algısal değil, ölçülebilir bir gerçeğe dönüştüğüne vurgu yapan Öztürkmen'e göre, 'Mevsim değişikliği' yağış rejimini de etkiliyor. Kış aylarında sıra dışı sıcaklık ortalamaları buharlaşmanın artmasına sebep oluyor, yeraltı suları yenilenemiyor, havzalar su açığı veriyor. Bunu sistem kırılması olarakta yorumlamak mümkün.
KIŞ AYLARINDAYIZ, BU SICAKLIK NORMAL DEĞİL
Yağışın gecikmesi nedeniyle kuru tarım yapan çiftçilerin artık Kasım veya Aralık ayın sonunda ekim yaptığını, bazılarının ise beklemeyi tercih ettiğini anlatan Öztürkmen, şu değerlendirmeyi yaptı:
''Kuru tarım yapan çiftçi kuraklıktan dolayı önünü göremediği için beklemeyi tercih ediyor. Kış artık geç geliyor. Aralık ayı ortasında olmamıza karşın ağaçlar yapraklarını yeni dökmeye başladı. Geç ekim yapıldığında, eğer 2026 Nisan ayında da aynı tabloyu yaşarsak, yani hava sıcaklıkları mevsim normallerinin üzerine çıkarsa hububatın kuruma riski ortaya çıkacak. Geçtiğimiz sezon yağış azlığı ve mevsimsel değişiklikler yüzünden sadece Şanlıurfa yöresinde değil, ülke genelinde önemli üretim kayıpları yaşandı.
Bazı illerde barajlarda su seviyesinin iyice azalması yüzünden su kesintileri başladı. Ülkemizde, özellikle betonlaşmanın yaygın, ağaçlandırmanın az olduğu bölgelerde kurak alanlar hızla büyüyor. Türkiye açısından yağış azlığına neden olan bir başka faktör yanan ormanlarımız. Bakanlık verilerine baktığımız zaman geçen yaz Türkiye genelinde 5 binin üzerinde orman yangını çıktığını görüyoruz.
YAĞIŞ AZLIĞINDAN TOPLUM OLARAK DERS ÇIKARMALIYIZ
Geçen yıl Güneydoğu Anadolu Bölgesinde 2023-2024 dönemine oranla yüzde 60'a yakın daha az yağış kaydedildi. Bir başka değişle rakamsal olarak üçte bire düşmüş. Türkiye geneline baktığımız zaman; yüzde 30'la 60 arasında yağış azlığından söz etmek mümkün. Toplumun tüm kesimlerinin bu kuraklıktan ders çıkarması gerekir.
Ana kaynağı Fırat ve Dicle olan GAP barajlarında doluluk oranı önceki yıllara göre yüzde 30 azaldı. Dolayısıyla tarımdaki son teknolojilerden yararlanıp damla sulama sistemlerini, toprağın nemini kontrol eden, ayarlayan dijital sistemlerin teşvik edilmesi ve daha da yayınlaştırmamız lazım.
Ülke olarak su zengini bir ülke değiliz. Dolayısıyla suyu tasarruflu kullanmayı öğrenmeliyiz. Yerel yönetimler park sulamalarında da artık geri dönüşümü sağlayacak teknolojik yeniliklerden faydalanmak durumundadır. Sözün özü; Tarım uygulamalarını kuraklık gerçeği doğrultusunda şekillendirmemiz gerekiyor.›
'Su kaynaklarının korunması ülkemizin beka meselesidir› bu gerçeği artık herkesin böyle algılaması lazım. Varlığı önemsenmeyen suyun bitmez- tükenmez bir kaynak olmadığının atık farkına varmalıyız.''
Öte yandan Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün Kasım ayı kuraklık haritaları Türkiye'nin büyük bölümünde şiddetli kuraklık yaşandığını gözler önüne serdi. Günetdoğu Anadolu Bölgesi şiddetli kuraklığın yaşandığı iller arasında gösterildi. Akçakale ve Harran ilçeleri ise olağanüstü kuraklığın yaşandığı yerler arasında bulunuyor.
(Güncellendi)