Komşu da aynı dertten muzdarip...
''Şehrin üzerinde dolaşan bu uğursuz gölge gelecek açısından bir uyarıdır.'
Şanlıurfa’da son bir ay içinde yaşanan silahlı kavgaların 8'inde 9 kişi yaşamını yitirdi, çok sayıda kişi yaralandı.
Bu vahim tablo bireysel silah kullanımının bölgede ne kadar yaygınlaştığı gerçeğini gözler önüne serdi.
Aynı problemler komşumuz Diyarbakır’da da fazlasıyla hissediliyor. Diyarbakırlı gazetecilerden Fuat Bulut, bireysel silahlanmanın kontrolden çıktığını, ara sokaklarda çetelerin türediğini,uyuşturucu kullanımının 12-13 yaşa gerilediğini belirterek, toplumu ayakta tutacak sosyal politikalara ihtiyaç bulunduğunu söyledi.
Bulut’un değerlendirmesinden bir bölüm şöyle:
‘’Eskiden komşular arasında dayanışma olurdu; şimdi kimse kimsenin kapısını çalmıyor.
Çünkü herkes biliyor ki mesele bir anda büyürse kimse durduramaz.
Ve en acı olan şu: Şiddet, artık sıradanlaştırıldı.
Birinin vurulması haber değeri taşıyor ama şaşkınlık yaratmıyor.
İnsanlar “Yine mi?” diye sorup hemen ardından hayatlarına devam ediyor.
Oysa burada her “yine” bir can demek.
Bir aile demek.
Bir yıkım demek.
Şehrin üzerinde dolaşan bu uğursuz gölge gelecek açısından bir uyarıdır.
Bu kentin yaşadığı huzursuzluk, Türkiye’nin sosyal fay hatlarının en derin yerinden sızan bir gerçektir.
Bu kent, bu bölge silahı değil, umudu güçlendiren bir müdahaleye ihtiyaç duyuyor.
Toplumu ayakta tutacak güçlü sosyal politikalar…
Gençleri çetelerin elinden alacak eğitim ve istihdam programları…
Uyuşturucuyla mücadelede gerçek, bağımsız, etkili adımlar…
Çeteleri değil, mahalleleri güçlendiren bir kent yönetimi…
Sokaklarda her gün duyulan silah sesi, yalnızca bir bavul barutun patlaması değildir.
Bu ses, yılların biriktirdiği yoksulluğun, çözülemeyen sorunların, görmezden gelinen suç ağlarının ve yönetilemeyen toplumsal kırılmanın sesidir.
Eğer bu sese kulak tıkamaya devam edersek, korkarım ki konuşacak son cümlemiz şu olacak:
Biz bu şehrin çığlığını duymakta çok geç kaldık.''
