Şanlıurfa’nın Bozova ilçesinde bir marangoz atölyesinde kalfası tarafından makatına hava basılarak ağır şekilde yaralanan 15 yaşındaki Muhammed K., tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetmiş, gözaltına alınan şüpheli Habip A. ilk olarak adli kontrol şartıyla serbest bırakılmış, Savcılığın itirazı sonrasında yakalanarak sevk edildiği nöbetçi mahkemece tutuklanmıştı.
Söz konusu olaya toplumun çeşitli kesimlerinden tepkiler gelmeye devam ediyor.
Eğitim Sen Şanlıurfa Şubesi Yürütmer Kurulu'ndan bu konuda yapılan açıklamada, çocuk işçiler sorununa dikkat çekildi. Muhammed Kendirci'nin Mesleki Eğitim Merkezi (MESEM) uygulaması kapsamında olayın yaşandığı işyerinde çalıştığının tespit edildiği vurgulanan açıklamada, şöyle denildi:
''Akranları ile birlikte okul sıralarında olup eğitim alması gereken çocuk MESEM programı sonucu bir iş yerinde denetimsiz ağır koşullarda ucuz iş gücü olarak emek sömürüsüne maruz kalmış ve uğradığı fiziksel ve cinsel şiddet sonucu yaşamını yitirmiştir
Öğrencilerin 15 yaşından itibaren işverenin insafına, piyasa hukukunun katı kurallarına terk edilmesi, üstelik bunun bizzat MEB eliyle yapılması düşündürücüdür. Öğrencilerin ‘okul’ içinde öğrenme hakları fiilen ellerinden alınırken, ucuz emek sömürüsü olarak işleyen bu mekanizmayı bir eğitim uygulaması olarak değerlendirmek mümkün değildir.
Öğrencilerimizin; tek amacı kâr olan patronun, hiçbir pedagojik eğitimi olmayan ustabaşının insafına ve piyasa hukukuna terk edilmesi doğru değildir. Öğrencilerin okul ve iş hayatını birlikte sürdürecekleri üzerinden yapılan propaganda, meslek lisesi öğrencilerini zorunlu ve örgün eğitimden uzaklaştırma anlamını da taşımaktadır. Mesleki eğitim kamusal alanda iş sağlığı ve güvenliği kurallarına uygun ve pedagojik eğitim almış meslek öğretmenleri tarafından verilmelidir. Devletin zorunlu eğitim kapsamındaki çocukları işverene ucuz iş gücü olarak sunması, üstelik bunu kamu kaynaklarını kullanarak yapması suçtur.
Eğitim hakkının tamamen yok sayıldığı, ‘fırsat eşitliği’ perdesi altında sürdürülen piyasa merkezli eğitim modelinin asıl hedefi mesleki eğitimin kamusal niteliğini adım adım tasfiye etmek ve mesleki eğitimi MESEM gibi uygulamalar üzerinden adım adım özel sektöre devretmektir. Nitekim MEB, yıllardır mesleki eğitimi sermayenin dönemsel ihtiyaçları doğrultusunda şekillendirmekte, kamu kaynaklarını mesleki eğitimin niteliğini arttırmak için değil, patronlara destek için kullanmaktadır.
Bozova ilçesinde yaşanan ve bir çocuğun yaşamını yitirmesine sebep olan olay sadece bir failin işlediği suç olarak değerlendirilemez. Eğitim çağında bir çocuğun ağır koşullarda güvencesiz ve denetimsiz çalışmasına zemin yaratan MESEM uygulamasının bir sonucudur. İşçi Sağlığı ve Güvenliği Meclisi (İSİG), verileri göre 2025 yılında 81 çocuk işçi cinayetlerinden 4’ü son 1 ayda şehrimizde yaşanmıştır.
Kamuoyunun bilmesini isteriz ki Eğitim-Sen olarak karşı çıktığımız husus çocukların nitelikli bir mesleki eğitimi almaları değildir. Sorunun kaynağı olarak denetimsizlik, iş güvencesinin olmaması, sömürü düzeninin ucuz gücü olarak görülen çocukların işverenlerin insafına bırakılmış olmasıdır. MESEM programının bu haliyle devam etmesi başka çocukların da benzeri sömürü ve şiddet ortamlarına maruz kalacağı anlamına gelmektedir. Her ne kadar kamuoyunda iş cinayeti olarak lanse edilse de bu yaşanan olay aynı zamanda çocuğa yönelik cinsel şiddet olarak değerlendirilmelidir.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın benzeri cinayetlerin yaşanmaması için MESEM programını kaldırması; Urfa Valiliğinin, İl Milli Eğitim Müdürlüğünün ve tüm yetkililerin bu olayı çok yönlü soruşturup sorumlu olanların yargı önüne çıkarılması gerekmektedir. Eğitim-Sen Urfa Şubesi olarak bu sürecin her aşamasının takipçisi olacağımızı kamuoyunun bilgisine sunuyoruz. Ayrıca mağdur aileye avukatlarımız aracılığıyla her türlü hukuki desteği sunacağımıza belirtir tekrardan aileye ve yakınlarına başsağlığı dileklerimizi iletiyoruz.''
Yorumlar
Kalan Karakter: