Bir dönem Türkiye Yazarlar Birliği Şanlıurfa Şubesi başkanlığı yapan eğitimci-yazar Mehmet Sarmış, kentin bazı yoksul mahalleleri ile ilgili dikkat çeken paylaşımlarda bulundu. Sorunun sadece yoksulluk olmadığına vurgu yapan Sarmış şu ifadeleri kullandı:
BU BİR İMDAT ÇIĞLIĞIDIR
Dün yine yollardaydık.
Bu sefer Eyyübiye'nin yanı sıra Kamberiye, Süleymaniye, Bağlarbaşı ve Buhara semt ve mahallelerinde dolaştık.
Tam 25 eve uğradık.
Aralarında bizden ve Suriyeli Roman aileler de vardı.
Yine canım yandı, içim karardı.
Yine umutlarım azaldı.
Sorun sadece yoksulluk değil ki!
O insanlara yiyecek, giyecek, ev eşyası götürmek, nakit para vermek çok önemli.
Ama kesinlikle yetmez.
Bu, sorunu biraz öteliyor ve yumuşatıyor.
O kadar.
Fakat asla çözmüyor.
O evler ev değil.
O hayatlar hayat değil.
Yoksulluk diz boyu.
Uyuşturucu çok yaygın.
Çok evlilik çok.
Birçok erkek uyuşturucu, hırsızlık ve cinayet dolayısıyla cezaevinde.
Parçalanmış aile çok çok fazla.
Yetim, öksüz çok, çok.
Şiddet çok fazla.
Temizlik hiç yok.
Çocukların okul terki çok.
Ortopedik ve zihinsel engelli oranı çok yüksek.
O şartlarda psikolojisi sağlam durmak imkansız olduğu için, özellikle gençler arasında psikolojik destek alan çok fazla.
Ben de olsam çoktan kafayı yerdim.
Ve çocuk çok fazla.
3, 5, 7, 8, 9...
İç içe yaşayan bazı evlerde 13-15 çocuk bir arada.
Minicik ve berbat odalarda anne baba çoluk çocuk bir arada yatıp kalkıyor.
Mahremiyet yok.
Gayr-ı ahlaki durumlar da çok yaygın.
Ve daha nice kahredici gerçek.
Ve bütün bunlar gittikçe katlanarak büyüyor.
Basit bir hesap yapayım.
Her evde ortalama 4 çocuk olsa, sorun 10-15 yıl içinde şimdikinin en az dört misli artacak demektir.
Çünkü o şartlarda o çocukların büyüyünce anne babalarından daha iyi olma şansları yok.
Aksine daha kötü olma ihtimali çok daha yüksek.
Şimdi bazı sokaklara girmek tehlikeli ise, yarın mahallelere girilemeyecek demektir.
Nicedir imdat çığlığı atıyorum.
Kimse yeterli ilgiyi göstermiyor.
Sosyal medya arkadaşlarım bile bıkıp usandı.
Haklılar.
Moral bozmaktan başka işe yaramıyor.
Fakat halının altına süpürmek ve görmezden gelmek de olmuyor.
Vicdanım el vermiyor.
Fakat elimden yazmaktan ve konuşmaktan başka bir şey de gelmiyor.
Buralar SOS veriyor.
Yetkilileri topyekûn büyük bir mücadeleye çağırıyorum.
Yarın çok geç olmadan.
MEHMET SALİH ŞANSAL