Kısırlık sürecinde hem erkeklere bağlı nedenler hem de kadınlara bağlı etkenler olduğu gibi çiftin her ikisinden kaynaklanan sorunlar da söz konusu olabildiğinden bahseden Uzm. Diyetisyen Erden, "Kısırlık sorununun önleyici tedavileri arasında ilk sırada yaşam tarzı ve beslenme alışkanlıklarını iyileştirmek geçiyor. Kadın ve erkek üreme sistemi çeşitli kimyasal ve fiziksel ajanlara karşı ciddi duyarlılık göstermektedir. Bu ajanlar genellikle mesleki ortamda ve çevrede yaygın olarak bulunmaktadır. Bu çevresel faktörlerin başlıcaları arasında; radyasyon maruziyeti, hareketsiz yaşam tarzı, devamlı kullanılan ilaçlar, yoğun sigara ve alkol tüketimi, kurşun-arsenik-hidrokarbonlar gibi toksinler, çeşitli hormonların alımı sayılabilmektedir. Sigaranın dumanının bile kısırlık üzerinde etkili olduğu güncel bilimsel çalışmalarla desteklenmektedir" şeklinde konuştu.
"Alkol tüketimine dikkat"
Yoğun alkol alımı hem fiziksel hem de zihinsel iyilik halini bozduğu gibi üreme sisteminde de çeşitli sorunların temek kaynağı olabildiğini vurgulayan Uzm. Diyetisyen Erden, "Kısa süreli veya aralıklı alkol alımında bu etkiler daha az görülmektedir. Alkol aynı zamanda beyin ile üreme sistemi arasındaki dengeyi etkileyerek hormon üretimini bozabilmektedir. Böylelikle kısırlık görülme durumu tetiklenmektedir. Kısırlık sorununda önemli konulardan biri de beslenme alışkanlıklarıdır. Vücut sağlığımız için yeterli ve dengeli beslenmek her hastalık için önleyici bir faktördür. Bunun yanı sıra vücut ağırlığı da üreme sistemi üzerinde bir faktördür. Obezite, erkeklerde testosteron miktarında azalmaya yol açmaktadır. Bu da vücuttaki hormonal dengeyi değiştirdiği için (testosteron-östrojen-SHBG-FSH-LH) üreme sistemi üzerine negatif etki yapmaktadır. Obezite kadar yetersiz enerji alımı da üreme sistemini olumsuz etkilemektedir. Erkekler düşük kalorili beslendiklerinde sperm hareketlerinde düşmeler olduğunu gösteren çalışmalar mevcuttur. Kısa sürede hızlı kilo kaybına neden olan düşük kalorili diyetler, beslenme dengesinin bozulması (karbonhidrat-protein-yağ oranı) üreme sağlığını olumsuz etkileyerek kısırlığa yol açmaktadır. Kadınlarda da bu durum benzer şekildedir. Aşırı kilolu olmak veya aşırı zayıf olmak, her ikisi de östrojen hormonunun üretimini olumsuz etkiler. Vücut kitle endeksini 19-24 arasında tutmak doğurganlığı olumlu etkileyecektir" ifadelerini kullandı.
"Beslenmenizde rafine karbonhidratlardan ve yağlardan olabildiğince uzak durun"
Bebek sahibi olmak isteyen çiftlere bazı önerilerde de bulunan Uzm. Diyetisyen Erden, sözlerine şöyle devam etti:
"Sigara içiyorsanız bırakın, nikotin ve sigaradaki diğer zararlı maddelerin yumurta kalitesini bozduğu kesin olarak gösterilmiştir. Alkol tüketimini azaltın, fazla alkol üreme hücrelerinin kalitesini bozmaktadır. Fazla kafeinden kaçının, kahveyi kafeini azaltılmış içebilirsiniz ya da günde 2 fincandan fazla içmeyin. Egzersiz yapın, hücrelerin oksijenizasyonunu artırırken kilo vermeye de yardımcı olacaktır. Beslenmenizde rafine karbonhidratlardan ve yağlardan olabildiğince uzak durun. Gerek fazla miktarda hayvansal yağ gerekse tatlılar ve unlu gıdalar üreme sağlığı üzerinde olumsuz etkiye sahiptir. Antioksidanların üreme hücresi kalitesini arttırdığı artık kesin olarak biliniyor. Antioksidan içeren yiyecekler (Koyu yeşil sebzeler, kırmızı üzüm, avokado, yaban mersini, fındık, fıstık, ceviz, yeşil çay, tam tahıllar, mercimek, fasülye, nohut gibi kuru baklagiller, balık, zerdeçal ve benzeri) bebek sahibi olmak isteyen çiftlerde başarıyı arttırıcı rol oynayacaktır."
Yorumlar
Kalan Karakter: